Modern meyvecilik, meyve yetiştiriciliğinde birim alandan elde edilecek verimin artırılması, ağaçları küçülterek birim alana daha fazla sayıda ağaç dikilmesi yoluyla sağlanır. Ağaçları küçültmede en etkili vasıta da bodurlaştırıcı anaç kullanmaktır. Bodurlaştırıcı anaçlar sadece birim alandan elde edilecek verimi artırmakla kalmazlar. Aynı zamanda verime yatma yaşını öne alırlar, kaliteyi artırırlar, budama, ilaçlama, hasat gibi uygulamaları kolaylaştırırlar, maliyeti düşürürler ve kısaca meyve yetiştiriciliğini modernleştirirler.
Modern Meyvecilik
Türkiye meyve yetiştiriciliğinde bodur anaçların kullanımı için elma yetiştiriciliğindeki gelişmeler çarpıcı bir örnektir. Ülkede elma yetiştiriciliği, 1970’li yıllara kadar çöğür anaçlarına kültür çeşitlerinin aşılanması ile yapılmakta idi. 1970’li yıllardan sonra “spur” adı verilen yarı bodur gelişen çeşitlerle üretime başlanmıştır. Son 10 yılda özellikle elma üretiminde bodur anaçlarla bahçe tesisi büyük ivme kazanmıştır. Üreticiler, gerek ekonomik ömrünü tamamlamış bahçeleri yenilerken gerekse yeni bahçe tesis ederken kuvvetli anaçlar yerine bodur anaçları tercih etmektedirler.
Daha düşük masraf, daha yüksek gelirdir. Nitekim çoğu ülkelerdeki üretim artışları da üretim alanlarındaki önemsiz artışlardan ziyade esas olarak daha yoğun üretim metotlarından kaynaklanmıştır. Birçok ülkede üretim alanlarında daralma gözlenirken, verimlilik artışları dikkat çekmektedir. Yetiştirme teknikleri, girdi kullanımı ve üretici pratiklerindeki değişim neticesinde birim alana elma verimi, 20 yıllık süreçte % 74,22 artmıştır. Örneğin; Hollanda’da hektara 4.500 ağaç yetiştiriciliği, yoğun yetiştiricilik sisteminin en dikkat çekenidir.
Ülkemizde bir çok bitki patojeni ekonomik zarar yapmaktadır. Bunlar gerek meyvede gerek yaprakta zarar oluşturarak pazar payını düşürücü ve ya verim azaltıcı etkileri vardır. Başlıca hastalıklar; elmada kara leke (Venturia inaequalis), Armutta ateş yanıklığı (Erwinia amylovora), Kök kanseri (Agrebacterium tumefaciens) gibi etmenlerle mücadele etmek için ağacımızın bakımını önem göstermeli, hastalığın başlamasını beklemeden inokulasyonunu önleyici tedbirler alınmalıdır ve belirli mücade planı hazırlanmalıdır.
Son yıllarda yapılan çalışmalar gösteriyor ki ülkemizdeki kanser vakaları yüksek artış gösteriyor, her yıl binlerce insan kanserden hayatını kaybediyor. Bunun en büyük nedenleri sanayinin olumsuz yanlarının yanında tarım ilaçlarından yediğimiz meyvelere geçerek vücudumuzda kanserojen madde birikmesidir. Bursa’da yapılan bir araştırmada Gürsu ve İnegöl bölgelerinde kanser oranı en yüksek olduğu tespit edilmiştir. Gürsü ve İnegöl’ün Bursa’da en çok pestisit kullanılan ilçeler olması ne kadar dikkat edilmesi gerektiğini gösteren bir olaydır. Biz meyve fidanı üretirken kimyasal prepatlar kullanmak yerine biyolojik yöntemlerle zararlı mücadelesini tercih ediyoruz. Örneğin malçlama, solorizasyon, feromon tuzakları, predatör böcek kullanımı gibi yöntemler sürdülebilir tarım ve ekoloji dengesinin güvencesidir.