Ilıman iklime sahip bütün memleketlerde, kültür şekilleri yetiştirilen yaprak dökmeyen, uçucu yağ taşıyan bu küçük ağaçların meyveleridir, ülkemizde çok sevilir. Ege ve Akdeniz gibi bölgelerde neredeyse her evin bahçesinde bir limon ağacı bulunur. En çok bilinen narenciye türlerinden biridir. Ülkemizde turunçgil üretimimizin %20’ sini limonlar oluşturur.
Limonun anavatanı Kuzey Hindistan ya da Çin’ in güneyidir. Ancak asidi yüksek Akdeniz tipi limonun MÖ 3 bin yıllarında bugünkü Irak sınırları içinde de yetiştiğini, Nippur’ da yapılan kazılardaki limon çekirdeklerinden öğreniyoruz. Mezopotamya uygarlığı ile Hindistan arasında bağlantının varlığı biliniyor. Dolayısıyla, limonun Hindistan’dan Ortadoğu’ya bu ticaret bağlantıları kapsamında getirildiği sanılıyor. Akdeniz’ in doğu kesimi, bu arada Anadolu’ nun güneyi, limon ve ailesini çok eski dönemlerden beri tanıyor, sofralarında kullanıyor.
Kuzey Avrupa ise limonla Haçlı Seferleri sayesinde tanıştı. 12. yüzyılda Kudüs’ ü fethetmek için yola çıkan şövalyeler, burada tanıdıkları limonu ülkelerine getirmeye başladılar. Kısa süre sonra İngiltere’ ye, İspanya ve Portekiz’ den, tatlı limon yüklü ilk gemi yanaşmaya başladı. İngilizler, ekşisinden önce tatlısıyla tanışmış oldu. Her derde deva, küçük vitamin deposu limon; ilaç yerine kullanıldığı gibi, kadınları güzelleştirmek için de kullanılıyor. Limon, astıma ve mide rahatsızlıklarına da iyi geliyor.
Sarı, oval, bir ucu kabarık limonun görünüşü çekici olduğu kadar da karakteristiktir. Ancak hepimiz limonu hoş dış görünüşü uğruna değil, hemen her derde deva ekşi, asitli suyu için alırız. Limonun ekşiliği, dildeki tat gözeneklerini uyarıp tükürük salgılanmasını artırır. Birkaç damla limon suyu, yiyeceklerden sayısız tat nüansları algılamamızı sağlar.
Yediğimiz hemen her yiyecekte, çok az miktarlarda da olsa limon asidi bulunur; aksi takdirde, o yiyecekleri tatsız, yavan olarak algılarız. Limon suyu ya da limon kabuğunun tadı; sebzelerin, et ve tatlıların lezzetini güçlendirir. Turunçgillerde tür ve çeşit dağılımı bölgelere özgü kimlik kazanmış ve her bölge kendi çeşitleriyle özdeşleşmiştir. Durum bu açıdan değerlendirildiğinde; Doğu Akdeniz Bölgesi’ nde Kütdiken, İtalyan memeli, İnterdonato, Molla Mehmet ve Lamas limonları yetiştirilmektedir. Bu bağlamda, Batı Akdeniz Bölgesi’ nde İnterdonato ve Kıbrıs limonu üretimi yapılmaktadır. Ege Bölgesi’nin güney kısmında İnterdonato limonu üretimi yapılmaktadır.
Limon yetiştiriciliği, yoğun olarak emek-sermaye ve zaman isteyen bir konudur; bu yüzden ekoloji, bahçe planlaması ve çeşit seçimi, doğru değerlendirilerek, çok iyi anlaşılması ve irdelenmesi gereken konulardır. Bir limon bahçesinin planlanmasında birinci adım, çevreyle ilgili özelliklerin tespitidir. Ekoloji denildiğinde iklim ve toprak özellikleri anlaşılmaktadır.